4. Mecralar
4. Mecralar
Madde 727 - Su, gaz, elektrik ve benzerlerinin mecraları, işletmenin bulunduğu taşınmazın dışında olsalar bile, aksine bir düzenleme olmadıkça o işletmenin eklentisi ve işletme malikinin malı sayılır.
Komşuluk hukukunun gerektirdiği hâller dışında bir taşınmazın böyle bir mecra ile aynî hak olarak yüklenmesi, ancak bir irtifak hakkı kurulması suretiyle olabilir.
İrtifak hakkı, mecra dışarıdan görülmüyorsa tapu kütüğüne tesciliyle, dışarıdan görülüyorsa noterce düzenlenecek sözleşmeye dayanılarak mecranın yapılmasıyla doğar.
I-) Yargı Kararları:
1-) Y. 5. HD, T: 12.01.2010, E: 2009/19965, K: 2010/315:
“... Trafo ve eklentilerinin davacının arazisi üzerinden ve açıktan geçirilmiş olması nedeniyle el atma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 743 sayılı Medeni Kanun’un 653. maddesi son fıkrasına göre idare lehine davacı taşınmazı üzerinde irtifak hakkı kurulmuş sayılır. Bu durumda kamu yararı kararı alınmamış olsa bile irtifak kurulmuş sayılacağından idarenin o taşınmaza müdahalesinin önlenmesi istenemeyip sadece irtifak hakkı karşılığı bedeli tazminat olarak istenilebilir. Bu nedenle men’i müdahale ve kal talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir.”
2-) Y. 5. HD, T: 05.06.2007, E: 2007/6028, K: 2007/7394:
“… Dava, kamulaştırmasız elatılarak açıktan geçirilen enerji nakil hattı nedeniyle davalının müdahalesinin men-i ve kal istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... Elektrik Dağıtım A.Ş. vekilince temyiz edilmiştir.
Direklerinin dikildiği pilon yerlerini de içine almak suretiyle bir bütün tesis oluşturan, enerji nakil hattının davacının arazisi üzerinde ve açıktan geçirilmiş olması nedeniyle elatma gününde yürürlükte olan 743 sayılı Medenî Kanun’un 653. maddesinin son fıkrasına göre (MK. m. 727) idare lehine davacı taşınmazı üzerinde irtifak hakkı kurulmuş sayılır. Bu durumda kamu yararı kararı alınmamış olsa bile irtifak kurulmuş sayılacağından idarenin o taşınmazdan müdahalesinin önlenmesi istenemeyip sadece irtifak hakkı karşılığı bedeli istenebilir.
Bu nedenle, men-i müdahale ve kal davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabul kararı verilmesi,
doğru görülmemiştir. …”
3-) Y. 14. HD, T: 17.11.2006, E: 2006/10869, K: 2006/13321:
“... Somut olayda çözümlenmesi gereken sorun; mecraların açıkta tesis edilmiş olması halinde, mecra irtifakı sözleşmesi yapılmamış olmasına rağmen irtifak hakkının doğup doğmayacağı ve dolayısıyla eylemli duruma hukuken geçerlik tanınıp tanınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Başkasının taşınmazından mecra geçirmek isteyen kişi, Medeni Kanunun hükümlerince bu isteğini iki yoldan sağlama olanağına sahiptir.
Bunlardan birincisi, MK’nın 727. maddesi hükmünden yararlanmak suretiyle o taşınmaz maliki ile anlaşarak “rızai mecra irtifakı tesis edebilme” yoludur; diğeri ise, anlaşma olanağının sağlanamaması halinde, MK’nın 744. maddesinde düzenlenen “zorunlu mecra irtifakı tesisi” için dava yoluna başvurabilmesi halidir. Görülüyor ki bu tür irtifak hakkının kurulmasını sağlayan neden sadece anlaşma değildir. Bir mahkeme kararıyla da irtifak hakkı kurulabilir. Öte yandan, az yukarıda sözü edilen Özel Hukuk kurallarından başka, kamu hukukuna ilişkin tasarruf ve kurallar da mecra geçirilmesine esas teşkil edebilir.
Bilindiği üzere, MK’nın 727. maddesi de, 726. madde gibi, “yapıların, üzerinde bulunduğu taşınmazların mütemmim cüz’ü olduğu” yolundaki aynı Yasanın 684 ve 718. maddeleri ile konulmuş bulunan genel kuralın bir istisnasıdır ve mecraların geçtiği taşınmazlar üzerinde irtifak hakkı kurulma yoluyla bu mecraların, üzerinde bulunduğu taşınmazların mülkiyetine girmemesi sağlanmıştır.
Başkasının taşınmazından mecra geçirilmesine imkan veren bu maddenin öngördüğü hak, sahibine, o taşınmazdan yararlanma yetkisi sağlaması ve böylece malikin yararlanma yetkisini mecra geçiren kişi lehine sınırlaması bakımından irtifak hakları arasında yer almaktadır. Yararlanma biçimi, hak sahibinin o taşınmazdan mecra geçirmesi ve bu nedenle bazı faaliyetlerde bulunabilmesine yönelik olduğundan, mecra geçirecek kişi ile taşınmaz arasında doğrudan doğruya bir ilişki kurulmasını zorunlu kılar. Bir başka anlatımla, mecra irtifakının tesisi, taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasında da olduğu gibi, tescile esas teşkil edecek bir “temliki işleme”, yani “iktisap sebebine” ihtiyaç gösterir, iktisap sebebini teşkil eden hukuki işlem çoğunlukla bir irtifak sözleşmesi görünümünü taşır.
Mecra irtifakı sözleşmesiyle, Tarafların mecra hakkının tesisi hususundaki karşılıklı, birbirine uygun iradelerinin yer aldığı borçlandırıcı işlem kastolunmaktadır. Bu işlem, mecra hakkının belli bir muhteva ile kurulmasına ilişkin bulunmaktadır. ...
Bir başka anlatımla, üzerinde irtifak hakkı kurulan taşınmazın sahibi, bu sözleşmeyle, irtifak hakkı sahibine “arazisi üzerinde ana yapı için gereken mecraları yapması veya evvelce meydana getirilmiş mecralar varsa onları yerinde alıkoyması ve bunları korumak amacıyla arazisine girmesi konularında izin vermektedir. ...
Ancak, mecra irtifakının geçerli olarak doğabilmesi için (diğer unsurların varlığı yanında) mecra irtifakı sözleşmesinin yasada öngörülen şekilde yapılmış olması zorunludur (MK. 781). (2644 sayılı Kanun m. 26; Tapu Sicil Nizamnamesi m. 19, İçt. Bir. K., 10.6.1931 gün ve 2/40 sayılı).
Bununla beraber, mecra irtifakı, MK’nın 780. maddesinin ilk cümlesindeki buyurucu hüküm uyarınca tapu siciline kaydedilmedikçe (tescil olunmadıkça), sadece sözleşme yapılmış olması olgusu, irtifakın hükümlerinin yerine getirilmesi için bir talep hakkı vermeyecektir. Ne var ki, taşınmazlar üzerinde ayni bir hak iktisabının tapu kütüğüne yapılacak tescile bağlı olduğu yolundaki genel kuralın (MK. 705), irtifak hakları için de söz konusu olacağını, MK’nın 780 maddesi açıkça öngördüğüne göre, taşınmaz mülkiyetinin iktisabına paralel olarak mecra irtifakının sicil dışı tesis edilmesi de mümkündür. Bu haller MK’nın 705. maddesinde öngörülmüştür.
Fakat, mecra irtifakının tescilden önce tesisine imkan veren haller, MK. 780’de atıf yapılan madde 705’den ibaret değildir. Aynı Yasanın 727. maddesinde açıkça belirtildiği gibi, irtifak sözleşmesine konu edilen mecra açıkta tesis olunmuş ise, bu takdirde de sözleşmenin yapılması ve mecranın açıktan geçirilmesiyle irtifak hakkı doğmuş olacaktır.
Bu hüküm, açıktan geçen mecralarda görülebilirliğin, tapu sicilinin aleniyet, fonksiyonunun yerini tutabileceği görüşünden kaynaklanmaktadır. ...
Ancak, hemen ve özellikle belirtilmek gerekir ki, mecra irtifakının tescilsiz iktisabına imkân veren bu istisnai hükümle, hakkın dayanağını teşkil eden mecra irtifakı sözleşmesi veya hakka sebep teşkil eden bir diğer hukuki işlemin usulünce düzenlenmesi gereği bertaraf edilmiş değildir.
Aksi halde, mecra irtifakının doğduğu kabul olunamaz ve taşınmazın maliki MK. 683. madde uyarınca tecavüzün men’ini dava edebilir. ... Bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulu’nun 08.12.1978 gün ve 1/592 esas, 1077 karar sayılı ilamında da aynen vurgulanmıştır.
Eldeki davada; davacı idare adına yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere uygun olarak tesis edilmiş bir irtifak hakkının bulunmadığı sabit olup, taraflarca da aksi ileri sürülmemiştir. Davacı idare kamulaştırma işlemlerine başladıklarını savunmuş ise de tamamlanmış ve irtifak tesisinin varlığını gösteren belge ve kayıt sunulmamıştır. Hal böyle olunca, usulünce oluşmuş bir irtifak hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi gerekirken, aksine düşüncelerle davanın kabulü doğru değildir. Karar bozulmalıdır.”
II-) Türk Kanunu Medenîsi:
4- Mecralar
Madde 653
Elektrik, gaz, su gibi şeylerin mecraları hangi arz için tesis olunmuşlar ise onun haricinde bulunmuş olsa bile hilâfına bir hüküm olmadıkça onlar hangi sınai teşebbüsün eseri iseler onun teferruatı ve sahibinin mülkü nazariyle bakılır. Bu mecraları tesis hakkı, komşuluk münasebetlerine müteallik hükümler icabından olmadığı takdirde irtifak hakkına müsteniden tesis edilmiş olmadıkça başkasının arsasını ayni bir hakla takyit etmiş olmaz. Eğer mecra açıkta değilse irtifak hakkı, tapu siciline kaydolunmakla tesis olunur; açıkta ise irtifak hakkı mecranın yapılmasiyle teessüs etmiş olur.
III-) Madde Gerekçesi:
Yürürlükteki Kanunun 653 üncü maddesini karşılamaktadır.
Madde İsviçre Medenî Kanununun 676 ncı maddesinde olduğu gibi üç fıkra hâline getirilmiş, arılaştırılmak suretiyle yeniden kaleme alınmıştır.
Birinci fıkrada, yürürlükteki maddede yer alan “sınai teşebbüs” ifadesi yerine “işletme” sözcüğü kullanılmış ve mecraların o işletmenin eklentisi ve işletme malikinin malı sayılması esası kabul edilmiştir.
Maddenin ikinci fıkrası İsviçre Medenî Kanununun 676 ncı maddesinin ikinci fıkrası esas alınmak suretiyle kaleme alınmıştır. Bu hükme göre komşuluk hukukunun gerektirdiği hâller dışında, bir taşınmazın böyle bir mecra ile aynî hak olarak yüklenmesi, ancak bir irtifak hakkı kurulması suretiyle olabilecektir.
Maddenin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklikle, mecranın dışarıdan görüldüğü hâllerde, mecra irtifakının ancak noterce düzenlenecek bir sözleşme ile kurulabileceği esası getirilmiştir. Maddede bu irtifakın, taraflar arasında noterce sözleşmenin düzenlenmesiyle değil, bu sözleşmeye dayanılarak mecranın yapılmasıyla kurulabileceği esası getirilmiştir. Bunun sonucu olarak taraflar arasında noterce sözleşmenin düzenlenmesine rağmen, mecra kurulmamışsa irtifak hakkı doğmayacaktır.
Mecranın dışarıdan görülmediği hâllerde ise, irtifak hakkının tapu kütüğüne tescil ile kurulabileceği esası yürürlükteki metinde olduğu gibi korunmuş ve tekrar edilmiştir.
IV-) Kaynak İsviçre Medenî Kanunu:
1-) ZGB:
4. Leitungen
Art. 676
1 Leitungen für Wasser, Gas, elektrische Kraft u. dgl., die sich ausserhalb des Grundstückes befinden, dem sie dienen, werden, wo es nicht anders geordnet ist, als Zugehör des Werkes, von dem sie ausgehen, und als Eigentum des Werkeigentümers betrachtet.
2 Soweit nicht das Nachbarrecht Anwendung findet, erfolgt die dingliche Belastung der fremden Grundstücke mit solchen Leitungen durch die Errichtung einer Dienstbarkeit.
3 Die Dienstbarkeit entsteht, wenn die Leitung nicht äusserlich wahrnehmbar ist, mit der Eintragung in das Grundbuch und in den andern Fällen mit der Erstellung der Leitung.
2-) CCS:
4. Conduites et canaux
Art. 676
1 Les conduites d’eau, de gaz, de force électrique et autres, même si elles se trouvent hors du fonds pour lequel elles sont établies, sont, sauf disposition contraire, considérées comme accessoires de l’entreprise dont elles proviennent et réputées appartenir au propriétaire de celle-ci.
2 Lorsque le droit de les établir ne résulte pas des règles applicables aux rapports de voisinage, ces conduites ne grèvent de droits réels le fonds d’autrui que si elles sont constituées en servitudes.
3 Si la conduite n’est pas apparente, la servitude est constituée par son inscription au registre foncier; dans le cas contraire, la servitude est constituée dès l’établissement de la conduite.
Not: İsviçre Medenî Kanunu’nun 676. maddesinin 1. ve 3. fıkrası ile Fransızca metninin kenar başlığı 11.12.2009 tarihli Federal Kanun ile 01.01.2012 itibariyle değişikliğe uğramıştır.
Hükmün kenar başlığı Fransızca metinde “conduites et canaux” şeklinde idi. Dilimize “mecralar ve kanallar” şeklinde çevrilebilecek olan bu ifadedeki “canaux” = “kanallar” ibaresi kenar başlıktan çıkarılmıştır. Kaynak hükmün 1. fıkrasında yapılan değişikliğe göre hizmet ettikleri taşınmazların dışında bulunan tedarik ve boşaltım mecraları aksine hüküm olmadığı sürece ya çıktıkları ya da girdikleri işletmenin bir parçasını oluştururlar ve o işletmenin malikine ait olurlar. Kaynak hükmün 3. fıkrasında yapılan değişikliğe göre ise irtifak hakkı dışarıdan görülebiliyorsa mecranın kurulduğu anda, aksi halde tapu siciline tescili ile doğar. Kaynak hükmün yeni 3. fıkrasının herhangi bir değişiklik getirdiği söylenemez.