IV. Evlilik dışı hısımlar
IV. Evlilik dışı hısımlar
Madde 498 - Evlilik dışında doğmuş ve soybağı, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulmuş olanlar, baba yönünden evlilik içi hısımlar gibi mirasçı olurlar.
I-) Yargı Kararları:
1-) YİBK, T: 22.02.1997, E: 1996/1, K: 1997/1:
“… Tabii babalığına hükmolunan çocuğun, Medeni Kanunun 3678 sayılı kanunla değişik 443. maddesi uyarınca gayri sahih nesebli olarak babasına mirasçı olacağına … karar verildi.” (RG. 22.05.1997; S: 22996).
2-) YHGK, T: 29.06.1994, E: 1994/2-244, K: 1994/465:
“… Mirasçı olabilecek hısımlar arasında özellikle açıklamak gerekir ki 439. maddede düzenlenen füruudan ayrı olarak 443. maddede sahih olmayan nesebde miras düzenlenmiştir. Görülüyor ki, Kanun sahih olmayan nesep bağını ayrı bir mirasçılık sebebi kabul etmekte, sahih olmayan nesep bağının kurulmasını onların sahih nesepli mirasçılar arasında girmesi veya onlar gibi mütalâa edilmesi için yeterli kabul etmemektedir. Medenî Kanun’da 11.9.1987 den önce meri hüküm, nesebi olmayanlar yönünden, üç kural ortaya koymakta idi. Bunlardan birincisi nesebi sahih olmayan hısımların ana tarafından nesebi sahih hısımlar gibi mirasçı olabilecekleridir. İkinci kural, tanıma veya babalık hükmü ile nesep bağının kurulmuş olması halinde, babanın nesebi sahih hısımları gibi mirasçı olabileceklerine, üçüncü kural da babanın nesebi sahih füruu ile içtimaları halinde miras paylarına ilişkindi. Anayasa Mahkemesi son iki kuralı iptal edince, kalan hüküm yalnız ve yalnızca nesebi sahih olmayan hısımların ana tarafına mirasçılıklarına inhisar etmektedir. Böylece nesebi sahih olmayanlarin baba yönünden mirasçiliklari kanunda düzenlemesiz kalmıştır. Nitekim, Medenî Kanun’da ortaya çıkan bu boşluk 23.11.1990 günü yürürlüğe giren, 3678 sayılı Kanun’la doldurulmuş, söz konusu 443. maddede yapılan düzenleme ile, eski metinde yer alan, “ana tarafından” sözleri çıkarılarak, bu kişilerin babalarına (tanıyan veya tüm sonuçları ile hükme bağlanan) mirasçılıkları kurala bağlanmıştır.
Tüm bu açıklamalar gösteriyor ki:
Baba ile tabii bağ belirleyen ilam, sahih olmayan nesep bağının kurulması için yeterli değildir. Böyle bir tabii ilişki içinde bulunan kişiler birbirlerine mirasçı olamazlar. Bu yönler gözetilmeden, davacı ile 16.1.1989’da ölen davalıların murisi arasında tabii bağı tespit eden, 4.12.1991 günlü … sayılı ilam dayanak yapılarak, davacının mirasçı olacağının kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır... gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurul Kararı:
...443. maddenin ilk hali:
Sahih olmayan nesepte miras başlığını taşımakta ve “nesebi sahih olmayan hısımlar, ana tarafından nesebi sahih hısımlar gibi mirasçılık hakkına haizdir. Bunların baba cihetinden mirasçı olabilmeleri babalarının kendilerin(i) tanımış veya babalıklarına hüküm sudur etmiş bulunmasına mütevakkıftır. Baba tarafından nesebi sahih olmayan, bir çocuk yahut für(uu), babasının nesebi sahih f(ü)rulariyle içtima ederse, nesebi sahih bir çocuğa veya ferilerine isabet eden hissenin yarısını alır biçimde düzenlenmiştir.
Bu maddenin son iki fıkrası Anayasa Mahkemesi’nin 11.9.1987 gün ve 1/18 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi kararında, tabii babalığına karar verilen çocuğun nesepsiz olmayıp, gayri sahih nesepli olduğu vurgulandıktan sonra, aralarında Kanun’un tanıdığı manada evlilik bağı kurulamayan kadınla erkeğin ilişkisinden dünyaya gelen çocuğun, sahih nesepli olamayacağı, bunların gayri sahih nesepli olabilmeleri için de tanınması veya babalıklarına hüküm verilmesi gerekeceği, ancak evlilik dışı doğan çocukların zayıf bir statüde tutulmasının, düşünülemeyeceği çocuğun kendi iradesi dışında gelişen olaylardan da sorumlu tutulamayacağı böylece evlilik dışı çocukların, babasından hiç miras alamayacağı ve sahih nesepliye oranla yarısını almasının savunulamayacağı, bu çocukların toplum dışına itilerek, horlanarak; bazı temel haklardan yoksun bırakılarak aile dışında tutulmasının benimsenemeyeceğine işaretle Yasa’daki düzenlemeyi (miras yönünden) Anayasa’nın 10. maddesindeki eşitlik, 35. maddesindeki mülkiyet ve 41. maddesindeki ailenin korunmasına ilişkin maddelerine aykırı bularak iptal etmiştir. Kararın gerekçesinde ayrıca iptal sonucu ortaya çıkan duruma göre, Medenî Kanun’un 443. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, nesebi sahih olmayan hısımların, ana tarafından nesebi sahih hısımlar gibi mirasçı olma durumunu(n) devam edeceği ve ayrıca bunların Medenî Kanun’un 290. maddesine göre tahakkuk eden babalarından miras alabilecekleri de açıkça dile getir(il)miştir.
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararındaki temel görüş, Medenî Kanun’un 290. maddesine göre tam veya tabii babalığına karar verilen çocukların, (nesebi sahih olmayan çocukların) nesebi sahih çocuklar gibi, mirasta eşit pay almaları biçiminde özetlenebilir. …
Netice olarak tabii babalığına karar verilen çocuk, Medenî Kanun’un 443 maddesindeki nesebi sahih olmayan çocuk kapsamındadır ve sahih nesepli çocuklar gibi mirasta eşit paya sahiptir. Bu itibarla Mahkemenin mevcut delilleri değerlendirmek suretiyle davanın kabulüne dair verdiği karar doğrudur. O halde Usul ve Yasa’ya uygun bulunan direnme kararı onanmalıdır. ...”
3-) Y. 7. HD, T: 20.01.2011, E: 2010/5402, K: 2011/171:
“… miras bırakan Hüseyin 01.02.1988 yılında vefat etmiş ve nüfus kayıtlarına göre resmi nikahlı eşi Hane ve çocukları geride kalmıştır. Miras bırakanın mirasçılarını gösterir Ümraniye 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2005/522 E. - 2005/26 K. ilamıyla mirasçılık belgesi alınmıştır. Davacı; miras bırakanın nikahsız eşi Fatime ile evliliğinden 1930 yılında dünyaya geldiğini, babası yerine amcasının nüfusunda kayıtlı olduğunu, gerçek babasının miras bırakan olduğunu ileri sürerek tanık dinletmiştir. Miras bırakanın nüfus hanesinde davacının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece dinlenen tanık beyanlarına göre, miras bırakanın, davacının babası olduğu benimsenerek önceki mirasçılık belgesinin iptaline karar verilmiştir.
Mirasın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan Türk Medeni Kanunu’nun 443. maddesine göre, nesebi sahih olmayan kişilerin baba yönünden mirasçı olabilmeleri ancak babalarının kendilerini tanımış veya babalığa hükmedilmiş olmasına bağlıdır. Dosyamızda davacının miras bırakan tarafından tanınması veya mahkemece babalığa hükmedilmesi söz konusu olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz(dir.) …”
II-) Türk Kanunu Medenîsi:
Türk Kanunu Medenîsi’nin 443. maddesi şu şekilde kaleme alınmıştı:
“ V. Sahih olmayan nesepte miras
Madde 443
Nesebi sahih olmıyan hısımlar, ana tarafından nesebi sahih hısımlar gibi mirasçılık hakkını haizdir. Bunların, baba cihetinden mirasçı olabilmeleri; babalarının kendilerini tanımış veya babalıklarına hüküm sudur etmiş bulunmasına mütevakkıftır.
Baba tarafından nesebi sahih olmıyan bir çocuk yahut füruu, babasının nesebi sahih fürulariyle içtima ederse; nesebi sahih bir çocuğa veya ferilerine isabet eden hissenin yarısını alırlar.”
Hükmün 1. fıkrasının 2. cümlesi ile 2. fıkrası Anayasa Mahkemesi’nin T: 11.09.1987, E: 1987/1, K: 1987/18 sayılı kararı ile iptal edilmiştir (RG. 29.03.1988; S:19769) ve hüküm şu hali almıştır:
“Nesebi sahih olmayan hısımlar, ana tarafından nesebi sahih hısımlar gibi mirasçılık hakkını haizdir.”
Hüküm daha sonra 3678 sayılı Kanun ile değiştirilerek aşağıdaki hali almıştır:
"(3678 sayılı ve 14.11.1990 tarihli Kanunun 9. maddesiyle değişik) 1 Nesebi sahih olmayan hısımlar, nesebi sahih hısımlar gibi mirasçılık hakkını haizdir."
III-) Madde Gerekçesi:
Yürürlükteki Kanunun 443 üncü maddesini karşılamaktadır.
Madde evlilik dışında doğmuş olmakla beraber soybağı sonradan tanıma veya hâkim hükmü ile oluşturulanların evlilik içi hısımlar gibi mirasçı olacakları ilkesini getirmektedir. Evlilik dışı doğanlarla ilgili olarak, Anayasa Mahkemesinin 11.9.1987 tarih ve E. 1987/1, K. 1987/18 sayılı, sahih nesepli çocuklarla gayri sahih nesepli çocukların baba tarafından birlikte mirasçı olmaları hâlinde farklı oranlarda mirasçı olmalarını düzenleyen Medenî Kanunun 443 üncü maddesinin ikinci fıkrasını iptal kararı vermesini takiben, yürürlükteki Kanunun 443 üncü maddesini tekrar düzenleyen 3678 sayılı Kanunun getirdiği, “Nesebi sahih olmayan hısımlar, nesebi sahih hısımlar gibi mirasçılık hakkını haizdir.” şeklindeki düzenlemenin ortaya çıkan sorunlar ve bu sorunların çözümü için Yargıtayın 22.2.1997 tarihli 1996/1 esas ve 1997/1 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının yaklaşımı dikkate alınarak, evlilik dışı doğan çocuklara ilişkin olarak baba ile olan soybağına ilişkin farklı ve yeni düzenlemeler ışığında, evlilik dışında doğmuş ve soybağı tanıma veya hâkim hükmüyle kurulanlar evlilik içi hısımlar gibi mirasçı olacağı düzenlemesi getirilmiştir.
IV-) Kaynak İsviçre Medenî Kanunu:
Hükmün, kaynak İsviçre Medenî Kanunu’nda karşılığı
bulunmamaktadır.
1 RG. 23.11.1990; S: 20704.