Sitemizde, siz misafirlerimize daha iyi bir web sitesi deneyimi sunabilmek için çerez kullanılmaktadır.
Ziyaretinize varsayılan ayarlar ile devam ederek çerez politikamız doğrultusunda çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz.
X

Madde 222

IV. İspat

IV. İspat

Madde 222 - Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.

Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır.

Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir.

I-) Yargı Kararları:

1-) Y. 8. HD, T: 15.03.2021, E: 2020/2214, K: 2021/2270:

“… İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesince, dinlenen tanık beyanlarına göre, ticari plakanın davalının abisine babaları tarafından alındığı, abisinin de davalıya bedelsiz devrettiği gerekçesiyle plakaya yönelik katılma alacağı talebinin reddedildiği, davaya konu ticari plakanın davalının abisi tarafından 2005 model minibüsle beraber 04.10.2011 tarihinde davalıya devredildiği, dosya kapsamında toplanan deliller ve dinlenen tanık beyanlarına göre, davalının askerde olduğu dönemde davalının abisi adına alınan plakayı, davalı askerden geldikten sonra beraber çalıştırdıkları, daha sonra davalının abisi Niğde’ye taşındığından plakanın davalıya devredildiği anlaşılmaktadır. Davalı ve abisinin, plakanın davalıya devri öncesinde ticari plakayı beraber çalıştırdıkları dikkate alındığında, ticari plakanın davalı ve abisine ait olup, davalı tarafından abisinden devralınan kısmın, abisine düşen yarı payı bulunduğu, bu yarı payın kişisel malı niteliğinde olduğunun ispat yükünün davalıda olduğu, dosya kapsamına göre, abiden alınan bu kısmın kişisel malı niteliğinde olduğunun somut delillerle ispatlanamadığı, bu nedenle ticari plakanın karar tarihine en yakın tarihteki değerinin yarısının davacının edinilmiş malı kabul edilerek, bu kısım üzerinde davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. …”

2-) Y. 8. HD, T: 24.09.2020, E: 2020/944, K: 2020/5388:

“… Diğer yandan, ziynet eşyalarının davalı kocaya verildiğinin ispat edilmesi halinde ise;

Kadına özgü ziynet eşyaları, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir (TMK madde 1, 6, 220/1-1, 222/1, HMK madde 190, YHGK’nin 04.03.2020 tarihli ve 2017/ 3-1040 E., 2020/240 K. sayılı kararı). Aksi halde, eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır (TMK madde 222/2).

Somut olayda, varlığı ispatlanan 14 ayar 1 künye, 15 gramdan 2 adet bilezik, 10 gramdan 12 adet bilezik kadına özgü ziynet eşyası niteliğinde olup, eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğindedir. Ancak varlığı ispatlanan 1 adet tam altın ve 65 adet çeyrek altın ise kadına özgü ziynet eşyası niteliğinde olmayıp, hangi eşe ait olduğunun ispat edilememesi halinde eşlerin paylı mülkiyetinde olduğunun kabulü gerekir.

Bu durumda mahkemece yapılacak iş ise, taraf tanıklarından eşler arasında ziynet eşyalarına yönelik bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmeye çalışılması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek, kadına özgü olan ziynet eşyalarının kişisel mal olmadığının davalı koca tarafından, kadına özgü olmayan ziynet eşyalarının ise kadının kişisel malı olduğunun davacı tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlanması halinde sonucuna göre, aksi halde kadına özgü olmayan ziynet eşyalarının eşlerin paylı mülkiyetinde kabul edilerek karar verilmesi olmalıdır. …”

3-) Y. 8. HD, T: 11.04.2019, E: 2018/11856, K: 2019/4001:

“… bankadaki tasarruf açısından ise banka hesabına ilişkin hesap açma sözleşmesi vb. kayıt ve belgelerin ilgili bankadan getirtilmesi, tarafların gösterdiği delillerin eksiksiz olarak toplanması, ondan sonra elde edilecek sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği, …

Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK mad. 222).

 … eşler, 19.07.2007 tarihinde evlenmiş, 15.02.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 01.11.2012 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır.

 …

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, tasfiyeye konu G... Bankası Akdeniz Şubesinde davalı adına açılan 13466811 numaralı banka hesabının 17.12.2009 tarihinde 50.802,79 TL yatırılarak açıldığı, devamında anılan hesaba 18.01.2010 tarihinde 3.000,00 TL,19.02.2010 tarihinde 2100,00 TL, 22.03.2010 tarihinde 1700,00 TL,.26.04.2010 tarihinde 2550,00 TL yatırıldığı, hesaptaki tüm paranın 10.05.2010 tarihinde 61.499,07 TL olarak çekildiği görülmektedir. Davalı tanığı olarak dinlenen davalının kardeşi ..., söz konusu banka hesabının davalı erkek ile diğer iki kardeşinin ortak hesabı olduğunu beyan ettiğine, dinlenen diğer taraf tanıklarının beyanlarına, tarafların her ikisinin de çalışarak gelir elde ettiğinin anlaşılmasına ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu banka hesabında davalı erkek ile dava dışı iki kardeşinin ortak olduğu, buna göre bankadaki paranın 1/3’ünün davalının edinilmiş malı olduğunun kabulü gerektiği dikkate alınarak yukarıda açıklanan ilke ve yasal düzenlemeler karşısında, davalının bankadaki paradan payına düşen kısmı hakkında davacı lehine artık değere katılma alacağı hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde tümüyle redde karar verilmesi isabetsizdir. …”

4-) Y. 8. HD, T: 27.06.2014, E: 2013/7361, K: 2014/13668:

“… Türk doktrininde talih oyunları yönündeki hakim görüş yukarda açıklandığı gibi, kişisel mal olduğu yönündedir.

söz konusu ikramiyelerin karşılık verilerek edinildiği ve bu karşılığında edinilmiş mallardan karşılandığı kabul edildiğinde, TMK m.219/I hükmünce edinilmiş mal, edinilmiş mal yerine geçen bir değer olarak kabul edildiğinde ise, 219/II, b.5 hükmünce edinilmiş mal sayılabilir. Karşılıksız kazanma yoluyla elde edildiği kabul edildiğinde, TMK’nun 220/b.2 hükmünce kişisel mal, kişisel mal yerine geçen bir değer olarak kabul edildiğinde de, TMK’nun 220/b.4 hükmünce kişisel mal olarak kabul edilebilir. O zaman bu malların hangi mal grubuna ait olduğunun belirlenebilmesi, bu oyunlara katılmak için ödenen bilet, kupon vs. parasının çıkan ikramiyenin karşılığı olarak kabul edilip edilemeyeceği ya da ikramiyenin ikame değer olarak sayılıp sayılmayacağı hususlarındaki değerlendirmeye ve ispata bağlı olacaktır.

Bu kapsamda, Daire’ce yapılan tartışmalar sonucunda şu sonuca varılmıştır; milli piyango bileti (ve diğer şans oyunlarının) satın almak için verilen meblağ kazanılan ikramiyeye göre çok düşük de olsa sonuçta bir karşılıktır. Burada önemli olan ekonomik karşılık değil, hukuki karşılıktır. Yani, bir malın ivazlı sayılabilmesi için, edimler arasında ekonomik anlamda bir dengenin olması zorunlu olmayıp, hukuki anlamda bir karşılık ilişkisinin olması yeterlidir. Evlilik eğer bir hayat ortaklığı bir kader birliği olarak görülüyorsa, iyi günde, kötü günde yoksullukta zenginlikte sonuç itibariyle kaynağı şans olsa bile bir karşılık varsa ve o karşılık edinilmiş mallardan karşılanmış ise, bu edinilmiş mal sayılmalıdır. Evliliğin genel hükümleri başlığını taşıyan TMK’nun 185 vd. maddelerinde yer alan ve Aile Hukukuna hakim olan bu genel ilkelerin de az önce açıklanan somut olguyu ve görüşü doğruladığı kabul edilmelidir. TMK’nun 185/1. fıkranın 1. cümlesinde ’Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler,’ amir hükmüne yer verilmiş, son fıkrasında ise ’Eşler, birlikte yaşamak birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar,’ şeklinde, emir niteliğindeki bu ibare yer almaktadır. Gerek sözü edilen maddelerde yer alan ilkeler ve gerekse karşılıklı fedakarlık, sevgi ve saygı üzerine kurulu evlilik birliğinin amacı gereği de; piyango biletinin alımı için harcanan para edinilmiş maldan karşılanmış ise, çıkan ve onun yerine geçen ikame değer sayılan paranın da edinilmiş mal sayılmasını gerektirir. Şans oyunları için verilen karşılığın hangi mal grubundan karşılandığını ispatlamak da oldukça güçtür. Ancak, aksi kanıtlanmadığı takdirde bedelinin edinilmiş maldan karşılandığının kabulü gerekir. Eşlerin mevcut ekonomik durumu açısından önemli sayılabilecek veya yatırım olarak değerlendirilebilecek harcamalar dışında yapılan günlük harcamaların edinilmiş mal grubundan yapıldığının kabulü hayatın olağan akışına uygun olduğu gibi, örneğin, ev, araba veya şirket hissesi alımında kişisel mal grubuna ait değerlerin de kullanılması hayatın olağan akışına uygun düşmektedir. Tüm bu açıklamalardan hareketle bedel karşılığı oynanan şans oyunlarından kazanılan ikramiyeler edinilmiş mal grubuna dahildir. Yeter ki katılım bedelinin kişisel mallardan sağlandığı açıkça ispatlanmış olmasın. Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; davalı ikramiye çıkan milli piyango biletini kişisel mal ya da kişisel mal yerine geçen bir değerle aldığını iddia etmediğine ve aksini kanıtlayamadığına göre biletin günlük harcama kapsamında edinilmiş malla alındığı ve bu sebeple edinilmiş mal grubuna dahil olduğunun kabulü gerekmektedir. Kaldı ki, TMK’nun 222/3. fıkrasına göre; ’Bir eşin bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir.’ …”

 Not: Bu karar için ayrıca bakınız TMK m. 219/f. 2, b. 5.

5-) Y. 2. HD, T: 20.11.2008, E: 2007/15318, K: 2008/15560:

“… Davacı, dava dilekçesinde, ortak yaşanılan evde bulunulan menkul eşyaların yarısının kendisine ait olduğuna karar verilerek paylaştırılmasını istemiş; sonradan verdiği 15.11.2006 tarihli dilekçe ile, eşyaların davalının zilyetliğinde bırakılarak değerinin yarısının bedel olarak ödenmesini talep etmiştir. Davalı da; cevap dilekçesinde; eşyaların müştereken alındığını ve halen evde bulunduğunu kabul etmiştir. İddia ve savunmaya göre, evde bulunan mevcut eşyaların taraflarca ortaklaşa alındığı ve onların paylı mülkiyetinde olduğunda taraflar arasında bir çekişme bulunmamaktadır. … Eşlerin paylı mülkiyetinde olan menkul mallardaki ortaklık, bu yönde görevli mahkemede açılacak bir dava ile giderilebilir.

O halde dava konusu eşyaların tarafların paylı mülkiyetinde olduğunun tespiti ile yetinilmesi gerekirken, görev dışına çıkılarak paydaşlığın giderilmesi sonucunu doğuracak şekilde yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. (TMK. 698, 699, HUMK. 561)…”

Not: Bu yönde bkz. Y. 8. HD, T: 08.06.2010, E: 2010 / 529, K: 2010 / 3086; Y. 8. HD, T: 08.07.2010, E: 2010 / 1097, K: 2010 /3788.

II-) Türk Kanunu Medenîsi:

Hükmün, Türk Kanunu Medenîsi’nde bir karşılığı bulunmamaktadır.

III-) Madde Gerekçesi:

Madde İsviçre Medenî Kanununun 200 üncü maddesini karşılamaktadır. Burada eşlerin mallarının, edinilmiş mallardan mı yoksa kişisel mallardan mı olduğu hususunda doğacak uyuşmazlıklarda ispat yükü düzenlenmiştir.

Maddenin birinci fıkrasında genel ispat yükü ile ilgili bir kural tekrarlanmakta, belli bir malın eşlerden birinin kişisel mülkiyetinde olması yani kişisel malı olduğu iddiasında bulunan kişinin bunu ispat etmesi gerektiği ifade edilmektedir. Bu kişi, eşlerden biri olabileceği gibi üçüncü kişi de olabilir.

Maddenin ikinci fıkrası paylı mülkiyet lehine bir karine öngörmüştür. Buna göre bir malın eşlerden birinin mülkiyetinde olduğu iddia edilir ve fakat bu husus ispat edilmezse, bu malın eşlerin paylı mülkiyetinde olduğu kabul edilecektir. Burada getirilen karine kesin olmayıp, diğer eş bu karineyi çürüterek, çekişme konusu malın paylı mal değil, kendi mülkiyetinde olduğunu kanıtlayabilir.

Aynı şekilde, maddenin üçüncü fıkrasında da, bir eşin tüm mallarının aksi kanıtlanıncaya kadar edinilmiş mal sayılması yönünde bir karine getirilmiştir. Bu durumda eş bu malın edinilmiş mal değil kişisel mal olduğunu iddia ederse, birinci fıkradaki kural gereğince bunu bizzat ispatla yükümlü olacaktır. Bunu ispat edemediği takdirde ise söz konusu mal eşlerin edinilmiş malı sayılacaktır.

IV-) Kaynak İsviçre Medenî Kanunu:

1-) ZGB:

IV. Beweis

Art. 200

1 Wer behauptet, ein bestimmter Vermögenswert sei Eigentum des einen oder andern Ehegatten, muss dies beweisen.

2 Kann dieser Beweis nicht erbracht werden, so wird Miteigentum beider Ehegatten angenommen.

3 Alles Vermögen eines Ehegatten gilt bis zum Beweis des Gegenteils als Errungenschaft.

2-) CCS:

IV. Preuve

Art. 200

1 Quiconque allègue qu’un bien appartient à l’un ou à l’autre des époux est tenu d’en établir la preuve.

2 A défaut de cette preuve, le bien est présumé appartenir en copropriété aux deux époux.

3 Tout bien d’un époux est présumé acquêt, sauf preuve du contraire.

 


Copyright © 2017 - 2024 Prof. Dr. İlhan Helvacı. Tüm hakları saklıdır.
X